Trump'un Seçimi ve Bitcoin'in Tüm Zamanların En Yüksek Seviyesi

6 Kasım 2024 tarihinde, Cumhuriyetçi aday Donald Trump, Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerinde zafer kazanarak 47. Amerika Birleşik Devletleri başkanı olarak seçildi. Trump, seçim kampanyası sırasında Bitcoin ve kripto para birimlerine destek verme tutumunu defalarca ifade etti; Amerika Birleşik Devletleri Bitcoin stratejik rezervi oluşturma sözü verdi ve "Bitcoin ve Kripto Para Başkanlık Danışma Komitesi" kurmayı planladı. Trump ayrıca, Amerikalıların kripto varlıklar üzerindeki özgür kontrol haklarını korumanın önemini vurgulayarak, bunun Amerika'nın temel değerleriyle uyumlu olduğunu belirtti.

Trump'un zaferi ile birlikte, kripto para piyasası güçlü bir yükseliş yaşadı. Bitcoin fiyatı ardı ardına tarihî zirveleri geçerek, 13 Kasım akşamı ilk kez 93.000 dolar eşiğini aştı, ardından gelen günlerde ise 100.000 dolara hücum etmeye başladı. Ancak, Bitcoin'in güçlü performansına karşılık, diğer çoğu kripto para biriminin (altcoinler) tepkisi nispeten soğuk kaldı. Bitcoin, kripto varlık alanına giren fonların büyük bir kısmını emdi, oysa altcoinlerin likiditesi belirgin bir şekilde iyileşmedi ve Bitcoin ile olan fon ilişkisi giderek zayıfladı.

Trump'un iktidara gelmesi, daha fazla finansal kurumun ETF aracılığıyla Bitcoin satın almasını çekmesi bekleniyor ve Bitcoin'in yeniden zirveye çıkmasına neden olacak. Ancak, bu finansal kurumların, yalnızca anlatı ile desteklenen ve gerçek uygulama eksikliği olan altcoinlere pek ilgi göstermediği görülüyor. Yeni fon akışının olmaması durumunda, altcoinleri destekleyen spekülasyon heyecanının da devam etmesi zor. Altcoin piyasası uzun bir düzeltme dönemine girebilirken, Web3 alanında da bir devrimin eşiğine gelinmiş olacak.

Web3 hâlâ bir sıçrama anını bekliyor

2021 yılına baktığımızda, Web3 ve AI teknolojik dünyada popüler konular haline geldi ve devrim niteliğinde değişiklikler getirebileceği düşünülüyor. Web3, blockchain, kripto para birimleri ve NFT'ler aracılığıyla gücü mülkiyet biçiminde kullanıcılara geri veren daha yeni ve daha iyi bir internet vizyonunu temsil ediyor. O dönemde, blockchain Layer1 ve DeFi projeleri birbiri ardına ortaya çıktı, kripto para birimleri ve NFT'ler popüler yatırım araçları haline geldi, Bitcoin fiyatı Kasım ayında 69.000 dolarlık boğa piyasası zirvesine ulaştı.

Ancak, 2022'de kripto para ve NFT pazarı büyük bir darbe aldı, oysa AI, 2022'nin Kasım ayında genel AI gelişiminin bir dönüm noktasını - ChatGPT'nin ortaya çıkışını - yaşadı. ChatGPT'nin piyasaya sürülmesinden sadece iki ay sonra kullanıcı sayısı 100 milyonu aştı ve tarihteki en hızlı kullanıcı artışına sahip tüketici uygulaması olarak kabul edildi, sektörde devrim niteliğinde bir teknolojik değişim olarak görüldü.

2023 Nobel Ödülleri, AI'nın önemini daha da vurguladı; üç büyük bilim ödülünden fizik ödülü ve kimya ödülü AI araştırmalarıyla ilişkilidir. Özellikle Nobel Kimya Ödülü, protein yapısı tahmini konusundaki katkılarından dolayı Google'a bağlı yapay zeka şirketi DeepMind'ın araştırmacılarına kısmen verilmiştir. Bu, AI'nın karmaşık bilimsel sorunları çözmek için önemli bir araç haline geldiğini ve insan toplumu üzerinde derin bir etki yarattığını göstermektedir.

Buna karşılık, Web3 hâlâ gelişimin uzun bir sürecinde gibi görünüyor ve henüz gerçek bir sıçrama anını karşılamadı. Web3'ün temelindeki blockchain teknolojisi gerçekten devrim niteliğinde bir teknolojik değişimdir ve güven modelini yeniden şekillendirmektedir, ancak gelişimi benzersiz zorluklarla karşı karşıyadır.

Öncelikle, blockchain tokenleştirme potansiyeli nedeniyle doğal olarak finans alanına girmektedir. Bu, çoğu ülkede yüksek düzeyde düzenlemelere tabi bir alandır. İkincisi, blockchain bir arka uç altyapı teknolojisi olarak, bulut bilişim gibi, son kullanıcı odaklı belirgin özelliklerden yoksundur.

2009'dan beri Bitcoin'in piyasaya sürülmesinden bu yana, 2020'de Uniswap'ın temsil ettiği DeFi uygulamaları dışında, blockchain alanındaki çoğu yenilik altyapıya (veya protokol katmanına) odaklanmıştır; Ethereum, IPFS, ZK Layer2, yüksek performanslı Layer1 ve asenkron Layer1 gibi. Protokol katmanının gelişimi son derece önemlidir, ancak uygulama katmanı geniş bir kullanıcı benimsemesi ve fon akışı çekemezse, Web3 gerçek bir sıçrama anına ulaşmakta zorlanacaktır.

RWA: Web3'te Yeni Fırsatlar

RWA (Gerçek Dünya Varlıkları), blockchain veya Web3 ekosisteminde, gerçek dünyadaki varlıkların tokenleştirilmiş bir şekilde temsil edilmesi ve ticaretinin yapılmasını ifade eder. Bu varlıklar, somut varlıkları (örneğin gayrimenkul, emtia, sanat eserleri) ve soyut varlıkları (örneğin finansal varlıklar, AI hesaplama gücü, karbon kredileri) içerebilir.

RWA'nın Web3'ün potansiyel bir dönüm noktası olarak görülmesinin başlıca iki nedeni vardır: İlk olarak, RWA, milyarlarca kullanıcının benimseme ihtiyacını karşılayabilir ve trilyonlarca dolarlık bir piyasa değerine ulaşabilir; bu, Web3 alanındaki diğer uygulamaların sahip olmadığı bir özelliktir. İkincisi, RWA, hükümet kurumlarının, ana akım kurumların ve geleneksel finans devlerinin Web3 uygulama katmanındaki keşfini temsil eder; bu, daha önce nispeten niş olan Web3 yerel uygulamaların sahip olmadığı bir özelliktir.

Son zamanlarda, birçok finans devi ve devlet kurumu RWA alanında keşifler yapmaya başladı. Örneğin, BlackRock, halka açık bir blok zincirinde çıkarılan ilk tokenleştirilmiş fon olan BUIDL'ı tanıttı; HSBC, Fidelity, JPMorgan ve Citigroup gibi finansal kuruluşlar, tokenleştirilmiş devlet tahvillerini araştırıyor; Hong Kong Özel İdare Hükümeti, blok zincirinde devlet destekli yeşil tahviller çıkardı; yurtiçinde de bazı şirketler yenilenebilir enerji fiziksel varlıklarına dayanan RWA projelerini tamamladı.

Dikkate değer bir nokta, bu boğa piyasasının katalizörü - Bitcoin spot ETF'sinin arkasında, BlackRock gibi geleneksel finans devlerinin itici güç olarak yer aldığıdır. Bu, bu boğa piyasasında geleneksel finans devlerinin önemli bir destek gücü haline geldiğini göstermektedir.

RWA'nın önemi sadece kripto paraların uyumlu fonların yatırım alanına dahil edilmesiyle sınırlı değildir; daha da önemlisi, geleneksel finans devlerine Web3 dünyasına düşük riskli bir giriş yolu sunmasıdır. Bu, finans sektörünün büyük bir dönüşümle karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor ve blockchain teknolojisinin, sermaye piyasalarının verimliliğini ve erişilebilirliğini artırmak için giderek daha fazla benimsendiğini gösteriyor.

Şu anda, büyük kamu blok zincirleri RWA alanında aktif bir şekilde çalışıyor. Ethereum, yeni RWA token standardı ERC-3643'ü tanıttı; Solana, RWA'yı entegre eden PayFi'yi ve programlanabilir ödeme sistemini kurdu; AO, gerçek dünya finansal işlemlerinin sorunsuz geçişini destekleyen FusionFi'yi tanıttı; Avalanche, RWA alanına yönelik Vista fonunu piyasaya sürdü; Pharos, Ant Group'un Web3 markası ZAN ile stratejik bir ortaklık kurarak, gerçek zamanlı ödemelere ve RWA uygulamalarına odaklandı.

RWA varlıklarının tokenleştirilmesinin karşılaştığı ana zorluklar arasında küresel ölçekte birbiriyle uyumsuz sınıflandırma standartları ve farklı yargı bölgelerinin dijital varlıklara yönelik düzenleyici farklılıkları bulunmaktadır. Hisse senetleri, ETF'ler ve tahviller gibi standartlaşmış finansal ürünler için zaten nispeten olgun bir zincir üstü süreç mevcuttur. RWA varlıklarının ölçeklenmesini gerçekten kısıtlayan en büyük engel, "düzenlenmiş DeFi" alanına nasıl girileceğidir.

RWA, varlıkların tokenleştirilmesi (menkul kıymetleştirme) ve finansal ürün satışını içerir ve gerçek dünya finans sektörünün düzenlemelerine tabi olmalıdır. Yerel DeFi'nin erişim engeli olmayan, akıllı sözleşmelerle varlık saklama ve DAO yönetimi gibi özelliklerinden farklı olarak, düzenlenmiş DeFi, düzenlenmiş finansal kurumlar tarafından varlıkların saklanmasına, dijital kimlik aracılığıyla KYC/AML yapılmasına ve özel organizasyonlar ve profesyoneller tarafından yönetilmesine vurgu yapar.

Bu yaklaşım, "merkeziyetsizlik" dogmatistleri tarafından sorgulanabilir olsa da, "merkezi" unsurların uygun bir şekilde entegrasyonu daha geniş finansal kapsayıcılık sağlanmasına ve verimliliğin artırılmasına yardımcı olabilir. Yeterli düzenleyici şeffaflık sağlandığında, akıllı sözleşmelerin otomatik yürütülmesi insan müdahalesi riskini azaltır ve tüm RWA işlemlerinin şeffaf, güvenli ve doğrulanabilir olmasını temin eder. Bu, "otonomi"yi güvence altına alır, piyasa güvenini artırır ve RWA ile DeFi'nin entegrasyonunu teşvik eder.

Gelecek Görünümü

2024, RWA'nın kavramdan pratiğe geçişinde kritik bir yıl olacak. Artık daha fazla hükümet kurumu, ana akım kurumlar ve geleneksel finans devlerinin RWA projeleri için düzenleyici çerçeveler geliştirmeye ve keşfetmeye başladığını görebiliyoruz. Büyük kamu blok zincirleri de RWA ve kurumsal finansı aktif olarak entegre ediyor.

Geçmişte yerel zincir üzerindeki varlıklara dayanan kripto sektöründeki başarılı örneklerden farklı olarak, RWA gerçek dünyanın değerini zincire getiriyor. RWA, bireysel yatırımcılara aşırı yüksek kazançlar sağlayamayabilir, ancak geleneksel finans devlerini DeFi alanına çekiyor. Ayrıca, RWA, kurumsal finansman için güven artırıcı ve uyum desteği sağlayarak, KOBİ'lerin de faydalanmasını sağlıyor.

RWA'nın gerçek dünya finansal kurumları tarafından denetlenmesine rağmen, uyumluluk açısından daha sıkı gereksinimler getirmesi, "merkeziyetsiz" ilkesine ters gibi görünse de, Web3'ü gerçek bir uygulama çağında başlatmıştır; bu, blok zinciri teknolojisinin olgunlaşma ve geniş çapta benimsenme yolunda önemli bir adımdır.