Son günlerde, Citigroup strateji ekibi, ABD Hazine getirisi eğrisi üzerine bir işlem stratejisinden çıkma kararı aldı. Bu strateji, uzun vadeli ABD Hazine tahvillerinin, kısa vadeli tahvillere göre daha kötü performans göstereceğine dair bir tahminde bulunuyordu ve bu, Federal Rezerv (FED) bağımsızlığının zarar görebileceği endişelerine dayanıyordu. Ancak, FED'in son politika kararı, bu endişeleri bir ölçüde hafifletti gibi görünüyor.

Stratejistler Dirk Willer ve Adam Pickett, müşterilere 30 yıllık ile 5 yıllık faiz oranı vadeli işlemleri arasındaki fark pozisyonunu, hareketli stop-loss noktasına ulaştıktan sonra kâr realizasyonu yapmalarını önerdi. Bu işlem, bu yılın Mayıs ayında başladı ve o zaman fark 40 baz puandı. Ağustos ayında, bu pozisyonda 72 baz puan seviyesinde artırma yaptılar ve nihayetinde 60 baz puanda çıkış yapmayı seçtiler.

Citigroup, bu stratejiyi ilk olarak hükümet borcunun artabileceğini öngördüğü için önerdi; bu durum uzun vadeli tahvillere baskı yapabilir. Ağustos ayı sonlarında, Federal Rezerv'e yönelik siyasi müdahale endişeleri arttıkça, bu bahislerini daha da büyüttüler.

Ancak, geçen haftaki Federal Rezerv (FED) politika toplantısı beklenmedik bir şekilde neredeyse tam bir uzlaşma ile 25 baz puanlık bir faiz indirimine ulaştı. Daha büyük bir faiz indirimini destekleyen bir yönetim kurulu üyesi dışında, diğer üyeler hemfikir kaldı. Bu toplantının sonucu, bir ölçüde piyasanın Federal Rezerv (FED) bağımsızlığına olan endişelerini azalttı.

Citigroup stratejistleri, Mayıs ayından bu yana, piyasanın uzun vadeli tahvil arzına ilişkin endişelerin azalmış gibi göründüğünü belirtiyor. Ayrıca, tarihsel olarak ekonomik yumuşak iniş durumlarında Federal Rezerv (FED) genişleme döngülerinin genellikle daha ılımlı olduğunu ve bu durumun getiriler eğrisinin daha fazla dikleşme olasılığını sınırladığını ekliyorlar.

Bu faktörler göz önüne alındığında, Citi strateji ekibi bu ticaret stratejisinden geçici olarak çıkmaya ve piyasa hareketlerini izlemeye karar verdi. Bu karar, mevcut piyasa ortamı ve Federal Rezerv (FED) politikalarının yönü konusundaki yeni değerlendirmelerini yansıtıyor.