Gözleri kamaştıran bir şey: daha yaşlı Amerikalılar, ekonomiyi daha genç akranlarına göre daha pembe bir tabloyla resmediyorlar. Son anketler, ekonomik duygu konusunda keskin bir nesil ayrımını ortaya koyuyor.
50 yaş üstündekiler? Çoğunlukla ekonomiyi "orta iyi" olarak tanımlıyorlar. Bu arada, 18-49 yaş aralığındaki grup farklı bir hikaye anlatıyor—çoğu koşulları "orta kötü" veya hatta "çok kötü" olarak değerlendiriyor.
Neden ayrım? İnsanların mali durumlarıyla ilgili olabilir. Daha yaşlı nesil, mülk değerleri ve emeklilik hesaplarından elde edilen kazançları kullanıyor olabilir. Gençler? Onlar öğrenci borçları, yüksek konut maliyetleri ve yeterince uzanmayan maaşlarla boğuşuyorlar.
Bu ekonomik bakış açısındaki kuşak farkı sadece ilginç değil - önemli. Tüketici güveni harcama kalıplarını, yatırım kararlarını ve hatta piyasalardaki risk iştahını etkiler. Nüfusun yarısı fırtına bulutları görürken diğer yarısı güneş ışığı görüyorsa, bu bazı çılgın piyasa dinamikleri yaratır.
Duygu ayrımı, farklı ekonomik gerçekleri de yansıtmaktadır. Boomers, on yıllar süren büyüme ve varlık birikimi yaşadı. Millennials ve Gen Z, yetişkinliğe finansal krizler sırasında adım attı ve temelde farklı zenginlik oluşturma zorluklarıyla karşı karşıya.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
6 Likes
Reward
6
7
Repost
Share
Comment
0/400
ForumLurker
· 5h ago
Bu nesil farkı gerçekten muhteşem, abiler gayrimenkul sayarken, gençler hala konut kredisi ödüyor...
View OriginalReply0
MEVHunterZhang
· 16h ago
Kardeşim, evler değerleniyor, emeklilik maaşları rahatça kazanılıyor, ya biz? Mortgage iki neslin maaşını yiyor, hala 996 çalışmak zorundayız, buna "ekonomi iyi" mi denir? Gülmekten öldüm.
View OriginalReply0
tx_pending_forever
· 16h ago
Açıkçası, emekli maaşı olan ve evi olan büyükanneler ve büyükbabalar mutlu, biz ise şanssızız.
View OriginalReply0
DYORMaster
· 16h ago
Açıkçası, bu nesil farkı çoktan belli oldu... Yaşlılar mülk değer artışının avantajını yaşıyor, gençler ise mortgage faizleriyle uğraşıyor, aynı şeyler olabilir mi?
View OriginalReply0
MultiSigFailMaster
· 16h ago
Yaşlılar ekonominin iyi olduğunu söylerken, gençler lanet olsun bunun zor olduğunu haykırıyor... Bu fark gerçekten inanılmaz.
View OriginalReply0
BakedCatFanboy
· 17h ago
Açıkça söylemek gerekirse, 70'ler ve 80'ler her şeyi topladı, şimdi gençlerin durumu gerçekten tek bir kelimeyle - kötü.
View OriginalReply0
FOMOrektGuy
· 17h ago
Açıkçası, yaşlı nesil ev sahibi ve emekli maaşına sahip olduğunda elbette gururlu, peki ya biz gençler? Kredi borçlarımız var, maaşlarımız enflasyonu geçemiyor, bu durumda nasıl iyimser olabiliriz?
Gözleri kamaştıran bir şey: daha yaşlı Amerikalılar, ekonomiyi daha genç akranlarına göre daha pembe bir tabloyla resmediyorlar. Son anketler, ekonomik duygu konusunda keskin bir nesil ayrımını ortaya koyuyor.
50 yaş üstündekiler? Çoğunlukla ekonomiyi "orta iyi" olarak tanımlıyorlar. Bu arada, 18-49 yaş aralığındaki grup farklı bir hikaye anlatıyor—çoğu koşulları "orta kötü" veya hatta "çok kötü" olarak değerlendiriyor.
Neden ayrım? İnsanların mali durumlarıyla ilgili olabilir. Daha yaşlı nesil, mülk değerleri ve emeklilik hesaplarından elde edilen kazançları kullanıyor olabilir. Gençler? Onlar öğrenci borçları, yüksek konut maliyetleri ve yeterince uzanmayan maaşlarla boğuşuyorlar.
Bu ekonomik bakış açısındaki kuşak farkı sadece ilginç değil - önemli. Tüketici güveni harcama kalıplarını, yatırım kararlarını ve hatta piyasalardaki risk iştahını etkiler. Nüfusun yarısı fırtına bulutları görürken diğer yarısı güneş ışığı görüyorsa, bu bazı çılgın piyasa dinamikleri yaratır.
Duygu ayrımı, farklı ekonomik gerçekleri de yansıtmaktadır. Boomers, on yıllar süren büyüme ve varlık birikimi yaşadı. Millennials ve Gen Z, yetişkinliğe finansal krizler sırasında adım attı ve temelde farklı zenginlik oluşturma zorluklarıyla karşı karşıya.