Yüksek faiz oranlarının kimi öldürdüğünü mu sanıyorsun? Teknoloji devlerini mi? Çok uluslu şirketleri mi? Yanlış, yıkılanlar, göremediğin geleneksel sektörlerdir.

S&P Global'ın yeni yayımladığı verilere bir göz atalım: 2025'in ilk on ayında, ABD'de sanayi sektöründe 98, dayanıklı tüketimde 80 iflas davası var; bu iki alan toplamda 178 dava ile tüm 387 iflasın %46'sını oluşturuyor. Sağlık hizmetleri üçüncü sırada, ancak aradaki fark oldukça açılmış durumda.

Neden bu iki sektör? Cevap bilanço içinde saklı.

Teknoloji şirketleri nakit akışını ellerinde tutuyor, düşük borçluluk ve güçlü dayanıklılıkları var, finansman maliyetlerinin artması onların üzerinde büyük bir etki yaratmıyor. Bu yüzden yüksek faiz oranı ortamında bile, AI konsept hisseleri tersine fırtına gibi yükselebiliyor. Bu devlerin finansal yapısı, tüm sıkılaştırma döngüsünü geçecek kadar sağlam.

Ama geleneksel sektörler farklı. Yüksek borç oranı ve dalgalı nakit akışı, onların eski alışkanlıklarıdır. Özellikle isteğe bağlı tüketim - bu sektör doğrudan halkın cüzdanıyla bağlantılıdır. Şu anda ABD'de kredi kartı ödemeleri 90 günden fazla gecikenlerin oranı %9.87'ye çıkarak 2012'den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı, ortalama faiz oranı ise %24.5'i aştı. Tüketiciler ödemelerini yapamazsa, işletmelerin finansman zinciri doğal olarak kopar.

Tarih tekerrür ederken dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise, 2016 yılındaki faiz artışının sonlarına doğru, sanayi ve tüketici ürünleri sektörlerinin ilk olarak zorlandığıdır; 2020 yılındaki pandemiden önce de bu iki sektör sorun yaşamaya başlamıştı. Şimdi bu senaryo, neredeyse birebir tekrar ediyor.

Eğer iflas dalgası yayılmaya devam ederse...