O vahşi ANOM operasyonunu hiç duydun mu? Hukuk uygulayıcılarının kripto tarihindeki en karmaşık tuzaklardan birini nasıl gerçekleştirdiğini derinlemesine inceleyen bir podcast var.
Kurgu şöyle: Yetkililer, Avrupa’daki suç ağlarına şifreli telefonlar üretti ve dağıttı. Püf noktası neydi? Bu “güvenli” cihazlar, ilk günden itibaren arka kapılıydı. Binlerce kullanıcı özel konuşmalar yaptıklarını sanıyordu, fakat her mesaj yakalanıyor ve analiz ediliyordu.
Bu vakayı ilginç kılan sadece teknik uygulama değil—şifreli sistemlere olan güven konusunda ortaya çıkardıkları. İnsanlar tam olarak anlamadıkları ya da doğrulamadıkları araçlara güvenince, mahremiyetlerini altın tepside sunmuş oluyorlar.
Bu hikaye, kripto alanındaki herkes için bazı rahatsız edici soruları gündeme getiriyor. İletişim araçlarınızın gerçekten güvenli olduğunu nasıl doğrulayabilirsiniz? Kapalı kaynak şifrelemeye güvenebilir misiniz? Kolaylık, doğru güvenlik denetimlerinin önüne geçtiğinde ne olur?
ANOM vakası çok eski bir hikaye de değil. Farklı şekillerde, farklı toplulukları hedef alacak şekilde tekrar karşımıza çıkabilir. Nasıl gerçekleştiğini anlamakta fayda var.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
10 Likes
Reward
10
3
Repost
Share
Comment
0/400
SchrodingerProfit
· 2h ago
Vay be, bu hareket çok sertmiş. Artık açık kaynaklı araçları kullanmaya pek cesaret edemiyorum...
View OriginalReply0
MevHunter
· 2h ago
Vay be, bu hareket gerçekten inanılmaz, arka kapılı şifreleme cihazı en başından beri oltalama yapıyormuş, bu insanlar ise kendilerini çok güvende sanıyorlardı haha
View OriginalReply0
DataOnlooker
· 2h ago
Vay be, bu ANOM operasyonu gerçekten inanılmaz, binlerce kişi bal küpüne yakalandı ama kimsenin haberi yok...
O vahşi ANOM operasyonunu hiç duydun mu? Hukuk uygulayıcılarının kripto tarihindeki en karmaşık tuzaklardan birini nasıl gerçekleştirdiğini derinlemesine inceleyen bir podcast var.
Kurgu şöyle: Yetkililer, Avrupa’daki suç ağlarına şifreli telefonlar üretti ve dağıttı. Püf noktası neydi? Bu “güvenli” cihazlar, ilk günden itibaren arka kapılıydı. Binlerce kullanıcı özel konuşmalar yaptıklarını sanıyordu, fakat her mesaj yakalanıyor ve analiz ediliyordu.
Bu vakayı ilginç kılan sadece teknik uygulama değil—şifreli sistemlere olan güven konusunda ortaya çıkardıkları. İnsanlar tam olarak anlamadıkları ya da doğrulamadıkları araçlara güvenince, mahremiyetlerini altın tepside sunmuş oluyorlar.
Bu hikaye, kripto alanındaki herkes için bazı rahatsız edici soruları gündeme getiriyor. İletişim araçlarınızın gerçekten güvenli olduğunu nasıl doğrulayabilirsiniz? Kapalı kaynak şifrelemeye güvenebilir misiniz? Kolaylık, doğru güvenlik denetimlerinin önüne geçtiğinde ne olur?
ANOM vakası çok eski bir hikaye de değil. Farklı şekillerde, farklı toplulukları hedef alacak şekilde tekrar karşımıza çıkabilir. Nasıl gerçekleştiğini anlamakta fayda var.